Soğan Suyunun Faydaları

Soğanın Yararları ve Soğan Suyu Faydaları Nelerdir? Alliaceae familyasındaki Allium cinsine ait tüm bitkilerin genel ismi olan soğan (Allium cepa) sağlık açısından oldukça önemli etkilere sahiptir.

Soğan Suyunun Faydaları

• Soğanın sağlığa yararları söz konusu olduğunda, iki madde öne çıkmaktadır: sülfür ve quercetin. Bu elementlerin her biri, vücuttaki serbest radikallerin nötralize edilmesine yardımcı olur ve hücre zarlarını hasarlardan korur. Bir antioksidan olarak quercetin daha az miktarlarda kırmızı şarap ve çayda da bulunmaktadır.
• Kırmızı soğan antosiyanin ve quercetin, beyaz ve sarı soğan ise önemli düzeylerde quercetin içerir. Ancak  beyaz soğandaki quercetin oranı, sarı ve kırmızı soğanlara göre daha azdır. Bu yüzden sarı ve kırmızı soğanı tercih etmek en iyisidir. Bu flavonoid, daha çok dış kabuklarda bulunduğundan, kırmızı soğanı mümkün olduğunca az soymakta fayda vardır. Soğandaki quercetin, bağırsak astarı tarafından yaklaşık 20 dakikada emilir ve kan dolaşımında başka bir çok besinden daha uzun süre kalır, diğer bir çok besinin emilim süresi 20 saate yakındır.

• Soğan oldukça zengin bir frukto-oligosakkarit kaynağıdır. Bu oligamerler, sağlıklı bifidobakterilerin büyümesini teşvik eder ve potansiyel anlamda zararlı olabilecek bakterilerin kolonda üremelerine engel olur.

•  “American Journal of Epidemiology“nin 1996 sayısında araştırmacıların bildirdiklerine göre, Case Western Reserve University School of Medicine’nın uyguladığı bir çalışmaya katılan ve soğan- sarımsak gibi sebzeleri daha fazla tüketen denekler, daha az bağırsak polipi geliştirmektelerdir.

• Araştırmalar düzenli soğan tüketiminin, kolon kanseri riskini büyük ölçüde azaltabileceğini göstermektedir. Dialil disülfit içeriği, kolon ve böbrek kanserlerine karşı baskılayıcı özellikler taşımaktadır. Soğandaki organosülfür içeriği, kimyasal karsinojenler üzerinde, kemopreventif  etkiler sağlar. “Health With Food“a göre, günde yarım soğandaki quercetin, mide kanseri riskini %50 oranında düşürebilir.

•  “Journal of Agricultural and Food Chemistry” bülteninde, yayınlanan 2004 yılına ait bir çalışmada, Cornell University’nden araştırmacılar, sarı ve western cinsi soğanın, kolon kanseri hücrelerine karşı güçlü anti-proliferasyon özellikler gösterdiğini, yine sarı ve taze soğanın karaciğer kanserine karşı aynı özellikleri ortaya koyduğunu bulmuşlardır.

• The American Institute of Cancer Research, soğan ve sarımsak gibi sebzelerin içindeki kimyasal bileşiklerin, vücudun, akciğerler, kolon, özafagus ve göğüs gibi bölgerindeki kanser hücrelerinin proliferasyonu durduğu ya da yavaşlattığını belirtmektedir. University of Naples’da 2004 yılında yapılan bir çalışmayı yürüten araştırmacılara göre, soğan ve sarımsakta bulunan sülfür bileşenleri hücreleri kanser geliştirmekten korumaktadır.

• Güney Avrupa nüfusundan, büyük miktarlarda vaka-kontrol çalışma verileri gelmektedir. Çalışmalarda en fazla soğan tüketen katılımcıların arasında, soğan yemeyenlere oranla; oral kavite (ağız boşluğu) ve farenks kanser riskinin %84, özafagus kanser riskinde %88, kolorektal kanser riskinde %56, gırtlak kanser riskinde %83, göğüs kanser riskinde %25, yumurtalık kanser riskinde %73, prostat kanser riskinde %71 ve renal hücre kanser riskinde %38 düşüş gözlenmiştir.

• Kırmızı soğan antosiyanin adlı bir madde içerir. Bir çok çalışma, antosiyaninlerin nöral ve yaşa bağlı eksilmeleri ve bilişsel performansı geliştirmeye katkı sağladığını ve nörodejeneratif rahatsızlıkları önlediğini göstermiştir.

• “Indian Journal of Ophthalmology” bülteninin, Mayıs 2009 sayısında yayınlanan araştırma, soğanın bir çok hayvan modellerinde, katarağın belli tiplerini önlediğini yazmıştır.

• Soğan suyunda bulunan kükürtlü bileşenler bronşial astım krizlerinde olumlu etkiler gösterir. Soğan suyundaki tiyosülfinatların bronşial astım krizlerinde etkili olabileceği yapılan deneysel bir çalışmayla tespit edilmiştir. Bu çalışmada soğan suyunun astım krizlerini tetikleyen bazı bileşenleri baskıladığı saptanmıştır.

• Kuru soğandaki dimethylthiophen grubu ve türevleri ile isofucosterol etkin maddeleri menopoz şikâyetlerinde görülen ateş basmalarına karşı etkilidir. Soğan, yüksek miktarlarda krom içerir. Bu da pozitif hormon dengesini korumaya ve pre-menstrual gerginliği semptomlarına iyi gelmektedir. Krom, hücrelerin insüline doğru yanıt vermelerine yardımcı olan bir moleküldür.

• İsviçre’deki University of Bern tarafından yapılmış bir çalışma, soğanın GPCS peptit içerdiğini ortaya koymuştur. GPCS peptitin kemik mineral ve kalsiyum kaybını önlediği ve soğanı osteoporoza karşı etkili kıldığı belirtilmektedir.

• Soğan, kardiyovasküler hastalıklara karşı koruma sağladığıyla bilinen maddeler olan flavonoid bakımından çok zengindir. Soğan, fibrinolitik aktiviteye sahip maddeler içerdiğinden doğal bir pıhtılaşma karşıtı ajandır, trombositin topaklaşmasını önler.

• Trivandrum Medical College’ın başkanı Dr. N. Radhakrishnan ve Dr. K. Madhavan Kutty, 7 yıl süren bir araştırmadan sonra, koroner kalp ve tansiyon hastalıklarından kurtulmak için, kişinin günde 100 gr. soğan tüketmesi gerektiği,  soğanın kalp hastalıkları ve trombozu gidermekte oldukça değerli olduğu  sonucuna varmışlardır. Almanya Sağlık Bakanlığının bitkisel preparatların hazırlanması ve ruhsatlandırılmasından sorumlu E Komisyonu, soğanın damar sertliğinden korunmada etkili olduğunu belirtmiştir.

• Soğan, oral enfeksiyonları ve diş çürümelerini engellemekte de çok yararlıdır. Bu araştırmaya katkısı bulunan Rus doktor BP Tohkin, üç dakika çiğ soğan çiğnemenin, ağızdaki tüm mikropları öldürmekte oldukça etkin olduğu fikrini ileri sürmüştür.

Soğanın Zararları Var mı?

Soğan sadece kullanılacağı zaman soyulmalı ya da küçük parçalara ayrılmalıdır. Çünkü havayla temas etmesi içerdiği yararlı maddelerin kaybına yol açar.

Doğrandıktan 30 dakika sonra, soğan içerisinde bazı ayrışmalar meydana gelir ve bu ayrışma maddeleri hassas bağırsak ve midelerde gaz toplanmasına, mide ekşimesine ve karın ağrılarına neden olur.

Soğan sarımsakla beraber yenmemelidir. Birlikte yenmesi bağırsaklarda mayalanma sonucunda ağrıya neden olur.

Sos içindeki soğanın hazmı zordur.

Hipoglisemi sorunu olanlar soğan kürünü uygulamamalıdır.