Ahududu Faydaları Nelerdir? Latince adı Rubus idaeus olan ahududu gülgiller familyasındandır. A , C, E ve folik asit vitaminlerini içerir. Sürekli meyve veren türü ve yaz mevsiminde çok kısa olarak yetişen vahşi türü ticari olarak bulunur. Meyve olarak yendiği gibi ahududu reçeli ve ahududu şurubu da yapılır. Ahududu yaprağı, taze ya da kurutulmuş şekilde bitki çaylarında kullanılır.
Ahududunun Faydaları
• Ahududu meyvesinin içerdiği antosiyanin adlı madde bağışıklık sistemini destekleyici ve kan şekerini düşürücü etki gösterir. Antosiyanin insülin salınımını artırarak, kan şekerinin düşmesine yardım eder. Günlük 150-200 gram ahududu tüketimi bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur.
• Bir kase taze ahududu 8 gr lif, 186 mg of potasyum, 31 mg kalsiyum, 26 mcg folat, 32 mg C vitamini, 167 mcg lutein ve zeaxanthin içerir.
• Ahududu antioksidan ve antikanserojen etkileri olan Fenol, Flavon ve Flavonoid adlı maddeleri de içerir. Bu maddeler DNA moleküllerine zarar veren ve kansere sebep olan serbest oksijen radikallerini nötralize eder. Ayrıca kardiovasküler ve Alzheimer gibi hastalıklara karşı koruma sağlar.
• Dr. Shibu Poulose, ahududu, dut, böğürtlen, çilek gibi orman meyvelerinin beyin hücrelerinin onarılmasına da yardımcı olduğunu belirtmektedir. Beyinde “mikroglia” denilen koruyucu hücreler, parçalanmış hücreleri ve atık ürünleri ortadan kaldırmakla görevlidir. Ancak yaşlanmayla birlikte bu hücreler görevini doğru şekilde yerine getiremezler. Dr. Poulose orman meyvelerinin hücrelerin temizleme fonksiyonunu onardığını, oksidatif bozulmalara ve inflamasyona karşı koruyucu etkisi olan bu tür meyvelerin, beyin hücrelerini de zinde tuttuğunu açıklamıştır.
• Ahududu, böğürtlen ve çilek gibi meyvelerde bulunan flavonoidler, hücrelerdeki C vitamini düzeyini yükseltirler. Flavonoidlerin eklemlerdeki kirişler, bağlar ve kıkırdak yapısında bulunan kolajen üzerindeki olumlu etkisi, romatoid artrit gibi eklem rahatsızlıkları olan kişiler için önemlidir.
• Besinlerden günlük olarak 300 mg oranında flavonoid alımı öneriliyor. Bir su bardağı kadar ahududu yaklaşık 150 mg flavonoid sağlar.
• Ahududu meyvesinde bulunan bir diğer önemli madde antikanserojen etkisi bulunan ellagic asittir. Ellagic asit, vücutta kansere yol açan kimyasalları inaktif hale getirerek antikanserojen etki gösterir. Araştırmalar bu maddenin göğüs ve rahim tümörünün büyümesini engellediğini göstermektedir. Siyah ahududu toplam ellagic asit oranı bakımından en yüksek içeriğe sahip olan meyvedir.
• Ohio State Üniversitesince yapılan ve sonuçları Cancer Research Dergisi’nde yer alan çalışmaya göre siyah ahududu yemek borusu kanserini önleyici etki göstermektedir. Çalışmada farelere yemek borusu kanserini oluşturan NMBA maddesi enjekte edilmiş ve gruplara ayrılan farelere, normal diyet ve normal diyetle beraber %5-10 oranında siyah ahududu verilmiştir. NMBA enjekte edilmeden önce ve sonra normal diyetin %5 ile %10’u arasında siyah ahududu verilen farelerde, kanser tümörlerindeki sayının, %39- 49 arasında azaldığı tespit edilmiştir.
• Ohio State Üniversitesi araştırmacıları ahududu, çilek ve böğürtlen gibi meyvelerin kolon ve yemek borusu kanserini engellediğini ve kansere yol açan genetik zedelenmeyi azalttığını ve tümörün büyümesini önlediğini belirtiyorlar. Merkezin Kanser Önleme Programı sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Laura Kresty, ahududu, böğürtlen, çilek gibi meyvelerdeki etken maddelerin hayvan ve insan deneylerinde özellikle kolon, yemek borusu, ağız içi kanser öncüsü lezyonlar üzerinde tümör boyutlarını küçültücü etkisi olduğunu, daha da çarpıcı olanın ise aynı zamanda moleküler düzeyde kansere yol açan DNA’daki zedelenmenin de azaldığını ve kanser hücrelerinin çoğalmasının yavaşladığını tespit ettiklerini açıklamıştır. Dr. Laura Kresty, bu meyvelerden kansere yönelik ilaçlar üretilebileceğini de belirtimiştir.
Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.
