Matcha, aslında yeşil çayın toz formudur. Yeşil çay, dünyanın her bölgesinde yetişiyorken, matcha çayı, sadece Japonya’ya özgüdür. Yapraklar, hasattan dört hafta önce gölgeli bir ortamda bırakılır, böylece klorofil üretiminde bir artış kaydedilerek parlak yeşil renk elde edilir. Matchanın fiyatı ve kalitesi, yetiştirildiği bölge, yöntem, hasat zamanlaması ve yaprakların oksitlenmesine karşı alınan önlemlere bağlı olarak değişiklik gösterse de nispeten pahalı bir çaydır. Usucha ve koicha adlı iki türü vardır. Koicha, en az 30 yaşında olan bitkilerin ilk hasatından elde edilir. Usucha ise 30 yaşından daha küçük olan bitkilerin yapraklarıdır.
Matcha, bir çok çeşitli, ve çok önemli yönlerden, diğer yeşil çaylardan farklıdır. İlk olarak, demlemeye gerek yoktur. Çayın ince tozu, basitçe chasen adı verilen özel bir bambu alet kullanarak su ile çırpılır ve köpüklü bir içecek edilir. Matcha çayı içtiğinizde, aslında tüm yaprakları tüketmiş olursunuz. Bu da maça’nın sıradan demlenmiş yeşil çaydan neden en az 10 kat daha güçlü olduğunu açıklıyor. Ve sadece genç, taze ve en kaliteli yaprakları kullanıldığıdan, matcha tüm yeşil çayların içinde en çok besin değerine sahip olan çaydır.
Araştırmalar
Matcha çayında özellikle yüksek olan antioksidanlardan biri de Epigallokatesin galat’tır. (EGCG) Bu özellikli antioksidan, HIV, kanser gibi birçok hastalığa karşı savaşmakta ümit vaadeden sonuçlar vermiştir. En önemlisi, EGCG ve diğer kateşinler, hücre ve DNA hasarına yol açabilen serbest radikallerin etkilerini ortadan kaldırır. Matcha çayı kateşin içeriğinin % 60’ı EGCG’dir. Bir gram maça çayındaki 105 mg. kateşinin yaklaşık %61’i EGCG’dir. 2003 yılında University of Colorado’da yapılmış ve “Journal of Chromatography”de yayınlanan bir çalışma, matchanın içeriğindeki EGCG konsantrasyonun, Amerika’da satılan popüler yeşil çaydan 137 kat daha güçlü olduğu, hatta bir çok farklı yeşil çaydan da 3 kat daha güçlü olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Klinik öncesi kayıtlara göre yeşil çayda bulunan temel kateşin olan EGCG’nin ciddi hastalıkların tedavilerine önemli katkıları bulunmaktadır. Görünüşe bakılırsa, EGCG, sağlıklı hücrelerdeki oksidatif hasarı gidererek güçlü bir antioksidan olarak iş görmektedir, ama aynı zamanda bir anti-anjiyogenik ve anti-tümör ajanı; kemoterapiye karşılık veren tümör hücresi modülatörüdür.
2007 yılının Ocak ayında, ‘Cancer Letters’da yayınlanan bir çalışma yeşil çaydaki polifdenollerin, hem in vitro hem de in vivo deneylerde göğüs kanserinin yayılmasını önlediğini bulmuştur. 2004 yılı Aralık ayında “International Journal of Cancer” dergisinde yayınlanan bir başka çalışma ise, EGCG’nin doza- bağlı olarak, ciddi anlamda prostat kanser riskinin göstergesi olan PSA (prostat spesifik antijen) üretimini baskıladığını ortaya koymuştur. Çift kör, plasebo kontrollü bir deneyde, 60 erkek, bir yıl boyunca günde 3 kez 200 mg kateşin, ya da plasebo kullandı. Çalışmanın sonunda, kateşin grubunda, çok az kansere rastlandı. (30 kişide bir) bu oran plasebo grubunda ise, 30 kişide 9’du.
Matcha amino asit olan L-Theanine bakımından oldukça zengindir. Beyin nörotransmitterlerini dengeler ve rahat ama dikkatliyken, alfa beyin dalgalarını uyarır. Bu madde, tüm çaylarda mevcutken, maça çayındaki miktarı, diğer siyah ve yeşil çaylardan tam 5 kat daha fazladır. Çalışmalardan biri, dikkat üzerinde önemli bir rol oynayan alfa aktivitesinin tipini ölçmüştür. 34 katılımcıya ya 50 mg. L-theanine, ya da plasebo verilmiştir. Çalışmanın başında ve sonrasındaki belirli zamanlarda, (45, 60, 75, 90 ve 105. dakika) WBC testi yapılmıştır. Testlerin sonunda araştırmacılar, L-theanine takviyesi alanlarda, plasebo ile karşılaştırıldığında, alfa aktivitesinde büyük bir artış olduğunu görmüş, bu amino asitin katılımcıların genel zihinsel uyanıklığı üzerinde etkin olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar dahilinde, Alzheimer hastalığı geliştirmek üzere yetiştirilmiş farelere günlük EGCG enjeksiyonlarından sonra, %54’den daha az beta-amiloid oluşumu gözlenmiştir. Beta-amiloid plakları, Alzheimer hastalığında görülen beyin hücresi ölümü ve doku kaybının temel faktörlerinden biri olarak kabul edilir. Tayvan’daki bilim adamları, EGCG’nin, belirli beyin hücrelerinde, monoamin oksidaz tip B (MAO-B) yi düşürdüğünü belirlemişlerdir. MAO, beyindeki dopamin, epinefrin, norepinefrin ve serotonin gibi nörotransmiterlerin parçalanmasından sorumludur. Journal of Clinical Neuroscience’da 2010 yılının Eylül ayında rapor edilmiş bir çalışmada, parkinsonlu laboratuar farelerine epigallokaşetin – 3 – galar verilmiş ve sinir hücre ölümü %50 oranında düşürülmüştür.
Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.
Benim kızımda Z Mühendisi organik tarımla ilğileniyor.Matcha çayı ile bilgi almak istiyorum.Nasıl bulabiliriz tazesini fiatı ne kadar.
MATCHA ÇAYINI TÜEKİYEDE ORGANİK OLARAK ÜRETEBİLECEK BİR METOT GELİŞTİRDİM.İLGİLENENLERE YARDIMCI OLABİLİRİM
Ziraat mühendisiyim.Ülkemiz organik yeşil çaylarından ve yaş çaydan yeşil çay pudrasını kaliteli ve ekonomik olarak üretebilecek bir metot geliştirdim.