Himalaya kristal tuzu, Himalaya dağlarında milyonlarca yıl yer almış ve şimdi kurumuş olan denizlerden çıkarılmaktadır. Optimum vücut fonksiyonları için gerekli birçok iz mineral içeren saf, yüksek kaliteli bir tuzdur. Ayrıca lamba ve mumluk yapımında da kullanılır.
Himalaya tuzu, Himalayaların eteklerinde yer alan Khewra Tuz Madenlerinden çıkarılır. Bu maden, dünyanın ikinci büyük tuz madenidir ve Khewra tuz madeninin resmi kayıtları 13. yüzyıla kadar uzanır. Khewra’dan elde edilen tuzlar, genellikle şeffaf, beyaz, pembe, kırmızı ve koyu kırmızı tuzlardır. Günümüzde bu tuz madeni, yaklaşık 11 düzeye uzatılmış 25 millik tünelleriyle neredeyse yarım mil dağların içine doğru uzanmıştır.
Himalaya kristal tuzu, geleneksel iyotlu tuzdan çok daha üstündür. Milyonlarca yıl yaşında ve saftır, okyanus tuzunun diğer formlarını kirleten faktörler ve toksinlerden uzaktır. Himalayalar’da “beyaz altın,” olarak bilinen Himalaya Kristal Tuzu, insan vücudunda var olan 84 doğal mineral ve elementlerin aynılarını içerir. Bu formda olan bir tuz, milyonlarca yıl boyunca yoğun tektonik basınç altında olgunlaşarak, toksin ve kirliliğe hiçbir şekilde yer vermeyen bir çevre oluşturmuştur.
Himalaya tuzunun eşsiz hücresel yapısı, titreşimsel enerjiyi depolamasına izin verir, kollodial yapıda bulunur; yani hücrelerimiz tarafından kolayca absorbe edilebilecek kadar küçüklerdir.
Birçok kişi yaygın şekilde kullanılan sofra tuzunun kimyasallar ve hatta şeker içerdiğinden habersizdir. Tuz gereklidir ama bu kimyasal şekliyle alındığı takdirde tehlikeli olabilir. Sofra tuzu, % 97.5 sodyum klorür ve % 2.5 iyot, emiciler, şeker gibi kimyasallardan oluşur. Sıradan tuz, 1.200° Fahrenheit’den yüksek bir derecede kurutulur, bu işlem bir çok doğal kimyasal yapının yok olmasıyla sonuçlanır. Evler, restoranlar ve işlenmiş gıdalarda bulunan sofra ve yemek tuzu, yararlı iz minerallerden yoksun olduğundan, besin değeri geçersizdir. İşlenmiş tuz, doğal olmayan bir tuz olan sodyum klorüre dönüşür ve insan vücudu onu, aslında bir toksik işgalci olarak görür! Vücut bu maddeyi sağlıklı bir şekilde bertaraf edemediğinden, dokularda enflamasyona, su tutma ve yüksek tansiyona yol açabilir.
İşlenmiş tuz kristalleri, bütünüyle birbirlerinden izole edildiklerinden enerjetik anlamda da ölüdür. Vücudun, kimyasal sofra tuzunu metabolize edebilmesi ve kendisini en gerekli sıvı dengesinde tutabilmesi için muazzam miktarda enerji sarfetmesi gerekir. Bu durum, vücudun eleme sistemleri üzerinde bir yük oluşturur. Su, doğal olmayan sodyum klorürü nötralize etmek amacıyla, diğer hücrelerden de çıkarılır.
Çalışmalar, vücudun işleyemez olduğu her gram kimyasal işlem görmüş sofra tuzunda, sodyum klorürü nötralize etmek için, yirmi kattan daha fazla hücresel su kullanması gerektiğini göstermektedir. Bu, selülit, romatizma, artrit, gut, hatta böbrek ve safra kesesi taşlarına yol açabilir. Bir İnsan, günde yaklaşık 5.000 mg sodyum klorür tüketmektedir. Bu ciddi ve üzerine eğilinmesi gereken bir sorundur.
Himalaya Tuzu Faydaları
Tucson Examiner’de yayınlanan bir makaleye göre, Kristal tuz, uykuyu düzenlemekte, kemikleri güçlendirmekte, sinüslerin sağlığını geliştirmekte, hücreler arasındaki hidroelektrik enerjisini oluşturmakta, kaslardaki krampları gidermekte ve kan şekeri düzenini stabilize etmektedir.
Avusturya’da, University of Graz’da düzenlenen bir çalışma, Himalaya Kristal Tuzu içeren su içenlerin solunum durumları, organ fonksiyonları ve bağ dokularında düzelmeler gözlemlemiştir. Katılımcılar ayrıca, daha iyi uyku düzeni ve daha yüksek enerji raporu vermişlerdir. Çalışmada, daha yüksek konsantrasyon düzeylerine erişme becerisinde de gelişme notu alınmıştır. Katılımcılardan bazıları istenmeyen kiloları verdiklerini, bazıları ise saç ve tırnak büyümesinde gelişmeler gözlemlediklerini kaydetmişlerdir.
Tuz kristali lambaları, yaygın olarak Himalaya kaya tuzu kristallerinden imal edilir. Himalaya tuz kristali lambalarının iki farklı çeşidi mevcuttur. Biri standart ampul ile kullanılabilen ve elektrikle çalışan, diğeri ise, mum koyma yerine sahip olanıdır.
İyonlar, atoma bir fazladan elektron bağlı olan parçacıklardır. Ya pozitif ya da negatif yük taşırlar. Negatif yüklü iyonlar vücut için iyi olarak kabul edilirken, pozitif yüklü iyonlar, bazıları tarafından, vücutta serbest radikal hasarına neden oldukları düşünülmektedir. Pozitif iyonlar, televizyon, bilgisayar monitörleri ve mikrodalga fırınlar tarafından yaratılır. Birçok kaynak, Himalaya kristal tuz lambalarının aşırı pozitif iyonları nötralize eden negatif yüklü iyonlar yaydığını iddia etmektedir.
Himalaya tuzunun solunması ardındaki teori ise, tuzun içerisindeki mineral ve negatif iyonların, sinüsler, burun boşlukları, boğaz ve akciğerler de dahil olmak üzere, tüm solunum yollarını temizlediği yönündedir.
Tuz lambası ısındığında, kristal havayı iyonize eder. Bu da havayı temizleyerek, alerji ve solunum enfeksiyonnlarının kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Kaya tuz lambalarını kullanmak, yine içerideki , bilgisayar, televizyon ve cep telefonunun sebep olduğu elektromanyetik radyasyonun dengelenmesine yardımcı olur.
“The Owner’s Manual for the Brain: Everyday Applications from Mind Brain Research,” kitabının yazarı Dr. Pierce J. Howard, Ph.D.’nın WebMD’ye verdiği bilgiye göre, “iyonize edici aletler, havadaki mikrobu engelleyerek, sizi hapşıtan, öksürten ya da boğaz sorunlarına sebep olan çeşitli partikülleri ortadan kaldırabilir.”
Himalaya tuz lambaları, iyonizer olarak iş görürler. Tuz lambası ısındığında, tuzun içinde var olan tüm nemi çeker. Bu da lambanın içerden ısınması ama yüzeyinin de nemli olmasına sebebiyet verir. Bu kontrast durum iyon tarlasının oluşmasına neden olur. Lamba sonrasında bu negatif iyonları ortama salar.
“Research Proves That A Heated Salt Crystal Lamp Is A Natural Ionizer,” (Isınmış Tuz Kristali Lambasının Doğal bir İyonizer Olduğu İspat Etmiştir) adlı makaleye göre, hava ile sarmalanmış tuz lambasının, “sodyum ve klorid iyonlarının yanı sıra, hidrojen ve oksijenin transformasyonu ile havayı ölçülebilir şekilde temizlemektedir. Bu nitelik genel olarak, astım ve alerji ile ilişkili semptomları hafifletmek için özellikle yararlıdır. ” İyonizasyonun sağlığa iyi geldiği iddialarını desteklemek adına bir çok çalışma yapılmıştır.
University of Pennsylvania’s Graduate Hospital’a bağlı tıbbi araştırmacılardan olan Dr. Kornblueh ve RCA Laboratories’dan Dr. Hansell tarafından ortaya konan bilimsel deneyler, bu iyonların yararlarını araştırmıştır. Bu çalışmaların sonuçlarında, alerjiler (özellikle saman nezlesi ve bronşial astım), ruh hali gelişimi hatta ağrı iyileşmesi gibi durumlarda, negatif iyon kullanımının büyük ölçüde iyileşme sağladığı görülmüştür.
Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.