Beta glukan, bağışıklık yanıtı, makrofaj ve dendrik bağışıklık hücreleri yoluyla, bir çok terapik etkiyi güvenle yoğunlaştırabilen, bilimsel olarak kanıtlanmış biyolojik düzenleyicidir. Klinik çalışmalar, beta-(1.3/1.6)-glukan’ın makrofajlar ve nötropiller de dahil olmak üzere bağışıklık sisteminin kilit hücrelerini aktive ederek, bağışıklık yanıtı güçlendirdiğini; onları zararlı yabancı hücreleri tanıma ve yok etme konusunda daha hızlı davranmalarını sağladığını göstermiştir.
1940’larda, Dr. Louis Pillemer tarafından yapılan bir araştırma, bağışıklık sistemini destekleyen içerikler gösteren bir madde belgelemişti. O zamanlar, bu madde Zymosan adını taşıyordu. Zymosan, saldırgan patojeninin tipine bakmaksızın, virüs, bakteri, mantar, parazit veya tümör; bağışıklık karşılığı aktive ediyordu.
Beta-1.3-D glukanın bağışıklık sistemindeki rolü, 1975’de, Peter W. Mansell ve arkadaşlarının beta-1.3-glukan enjekte ettikleri habis cilt kanseri hastalarının nodülleri üzerindeki etkilerini rapor ettikten sonra büyük oranda ilerledi. Dokuz hastanın, malign deri kanseri nodüllerinin içine 1-3 Beta Glukan enjekte edildi. Dr. Mansell, kanser lezyonların büyüklüğü 5 gün gibi kısa bir sürede azaldı ve küçük lezyonlar tamamen resolusyona uğradığını bildirdi. Bu çalışma, Journal of the National Cancer Institute’de yayınlanmıştır. 1980’lı yıllarda, Harvard University’den Dr. Joyce Czop bağışıklık sistemindeki bu maddenin eylem türünü keşfetti. Makrofaj denen spesifik hücrelerin yüzey bölgeleri üzerindeki Beta-1.3D-glukan için belli bir reseptör tetiklendiğinde, bağışıklık sistemini saldırganlara karşı koruyan bir kaleye dönüştüren bir takım olaylar akışına neden oluyordu.
Tulane Üniversitesi Tıp Fakültesindeki bilimadamları, meme kanseri sebebiyle ile mastektomi olmuş ve radyoterapi alan bir kadın hastanın gögüs duvarında bulunan malign ülserin içine 1, 3-Beta-Glukan enjekte ettikten sonra yaralarının tamamen iyileştiğini bildirdiler. Indiana, Purdue University’nde, 1995 yılında, immünostimulan aktivite ile ilişkisinde, 1.3 beta glukanın yapısı ve biçimi üzerine bir çalışma gerçekleştirildi. “1.3 beta glukan molekül veya parçacıklarının bağlanmasından etkilenen immünopotensiyasyon, muhtemelen, sitotoksik makrofajları, yardımcı T hücrelerini ve NK hücrelerinin aktivasyonlarını, alternatif tamamlanma yolunun T-hücreleri farklılaşmasının artması ve aktivasyonunu kapsamaktadır.” şeklindeki bulgularını rapor etmişlerdir.
Tulane Üniversitesinden Dr. William Browde, fiziksel travma nedeni ile cerrahi müdahale yapılan hastalarda 1, 3-Beta-Glukan kullanımının enfeksiyonları önlemede ve immun cevabın güçlendirilmesinde etkili olacağını bildirdi. Dr. Browder 21 hastaya, 1 hafta süreyle hergün i. v. 1, 3-Beta-Glukan tedavisi uyguladı. Beta-Glukan verilen hastalarda, verilmeyenlere oranla enfeksiyon oranları anlamlı ölçüde azalma tespit edildi. Beta-Glukan uygulanan hastaların yalnızca % 9.5’unda enfeksiyon gelişirken uygulanmayanlarda bu oran %49 oldu. 2001 Ocak’da, University of Nevada School of Medicine and Nutritional Scientific Corporation tarafından bildirilen bir çalışma özeti, beta glukanların bir çok enfeksiyonel hastalıkta rol oynayan patojenik mikroorganizmalarının sindirimini kolaylaştırdığını ifade etmiştir. Japonya’da, Kobe University’nde, HIV pozitif hastalara uzun dönem mantar beta glukanı verildi. Yenilenmiş bağışıklık yanıtı olarak, CD4+hücre sayılarında büyük yükselme tespit edildi. Hastaların %85’i, semptomları ile ilgili iyileşme duygusu rapor etmişlerdir.
Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.