Üzüm Çekirdeğinin Faydaları. Üzüm çekirdeği özü bitkiler tarafından üretilen kimyasallar olan çeşitli fitokimyasallar yönünden oldukça zengindir. Üzüm suyu özünün antioksidan bileşenleri, özellikle serbest radikallerin verdiği hasarın yok edilmesinde rol oynarlar. Serbest radikalleri etkisiz hale getirme gücü bakımından pysnojenol’lerin, E vitamininden 50, C vitamininden ise 20 kat daha kuvvetli olduğu saptanmıştır.
Çam kabuğu ekstresi ve üzüm çekirdeği ekstresi OPC’nin birincil kaynaklarıdır. Üzüm çekirdeği ekstresi daha ucuz olmasının yanı sıra çam kabuğunda bulunmayan bir antioksidan içerir.
Hücre mutasyonunu yavaşlatmaya yardımcı olması ve kolajenin sağlıklı ve esnek kalmasını sağlaması nedeniyle Avrupalı bilim adamları tarafından ‘gençlik besini‘ olarak niteleniyor.
Üzüm çekirdeğinin sağlık yönünden taşıdığı değer 1947 yılında Fransız tıp profesörü ve kimyacı Jack Masquelier tarafından keşfedilmiştir. 1950’de üzüm çekirdeği Resivit adıyla Fransa’da satılan ilk damar koruyucu ilaç olarak 50 yılı aşkın bir süredir Fransız doktorlar tarafından reçete edilmektedir.
Dr. Masquelier üzüm çekirdeğini göz kamaşması, gece körlüğü, maküler dejenerasyon, varis, diş eti kanaması, saman nezlesi gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanmıştır.
Üzüm çekirdeği son derece geniş farmakolojik aktivite gösteren ve serbest radikalleri etkisiz hale getiren oligomeric proanthocyanidin (%92-95) içerir.
Antioksidan Nedir?
Serbest Radikaller ve Antioksidanlar : Antioksidanlar serbest radikalleri etkisizleştirir. İnsan vücudunda serbest radikal (oksidan) denilen maddelerle onların zarar verici etkisini gideren antioksidanlar bulunur. Otuzlu yaşlara doğru denge antioksidan aleyhine bozulmaya başlar ve bunun sonucunda kanser gibi önemli hastalıklara zemin hazırlanır.
Antioksidanlar vücuttaki oksidasyonu engellerler. Yaşlanma ve kanser gibi olayların temelinde oksidasyon vardır. Üzüm çekirdeği DNA yı oksidatif zararlardan korur, yaşlanmaya ve kanser oluşumuna karşı mücadele eder.
Serbest radikaller vücudumuzda kimyasal reaksiyonlar sonucu oluştuğu gibi sigara, kirli hava gibi faktörlerle dışardan da gelebilir.
Araştırmalar 6 hafta süresince kullanılan günlük 100 mg ila 300 mg lık oligomerik proantosiyanidin dozunun oksijen radikal absorbans kapasitesi skorunu (ORAC) ve serum toplam antioksidan kapasitesini önemli oranda geliştirdiğini göstermiştir.
Üzüm Çekirdeği Faydaları Nelerdir ?
•Üzüm Çekirdeğindeki oligomerik proantosiyanidinler anti-inflamatuar, anti-kanserojen, anti-alerjik antiviral, antibakteriyel etki gösterirler.
• Üzüm çekirdeğindeki maddeler damar sertliğine karşı önemli etkilere sahiptir. Arterlerin bütünlüğünü korumaya yardımcı olur ve dolaşımı rahatlatır. Kan ve lenf dolaşımını düzenler. Periferal dolaşımı önemli bir şekilde iyileştirir.
• Araştırmalar, OPC’nin damarları sağlamlaştırarak ve esnekliklerini yeniden kazandırarak, tekrar derinin içine çekilmelerini sağladığını göstermektedir.
• Damar duvarındaki kollajen ve elastin adlı iki protein, damar duvarının elastikliğini ve geçirgenliğini büyük oranda belirler. OPC, bu iki yapı-taşı proteine bağlanarak, onların yıkıcı enzimler tarafından bozulmalarını önler, onların birleşmelerine ve olgunlaşmalarına yardım eder.
•Varise karşı koruyucu özelliği olan üzüm çekirdeği bu işlevini damar cidarı stabilitesi ve damar üzerine yaptığı etkilerle gerçekleştirir. Damar duvar yapısını korurarak varis genişlemelerini engeller.
• 1981 yılında 50 varis hastası üzerinde yapılan çift-kör kontrollü bir deneyde, bir ay boyunca alınan günlük 150 miligram OPC’nin, ağrı, yanma, karıncalanma ve atardamarların şişme derecesini azaltmada kullanılan Diosmine adlı ilaçtan daha hızlı ve uzun süreli etkili olduğunu göstermiştir. Fransa’da varis hastası olan 92 kişi üzerinde yapılan bir çalışmada ise; 4 hafta boyunca günde 300 miligram OPC alımının, ağrıyı, karıncalanmayı, geceleyin ortaya çıkan bacak kramplarını ve şişkinliği %50′ den daha fazla oranda azalttığını göstermiştir.
• Üzüm çekirdeğindeki proantosiyanidinlerin beyin ve karaciğer hasarı üzerinde beta karoten, C vitamini ve E vitamini gibi antioksidanlardan daha güçlü koruyucu etki gösterdiği saptanmıştır.
• Klinik araştırmalar, üzüm çekirdeğinin toplardamar yetersizliğinin, retina hasarlarının ve bazı cilt hastalıklarının tedavisinde olumlu etkiler sağladığını göstermektedir.
• Üzüm çekirdeği özü, özellikle Fransa ve İtalya’daki doktorlar tarafından beyne ve kalbe giden kan akımını düzenlemek için, varis, diş etlerinde kanama, glokom, hemoroid, fazla adet kanaması ve damar sertliğine yönelik öneriliyor.
• Araştırma bulgularına göre, üzüm çekirdeği özütündeki oligomerik procyanidinler, arterlerin ve kan damarlarının gevşemesini sağlayarak kan basıncının kontrol edilmesine yardımcı oluyor. California-Davis Üniversitesi tarafından 2006 yılında yapılan çalışmada üzüm çekirdeği ekstresinin kan basıncını azaltmada etkili olduğu tespit edilmiştir.
• OPC, kalp krizi ve felç yönünden risk taşıyan kan pıhtılaşmasına karşı da olumlu etkiler göstermektedir. Arizona Üniversitesi’nden Dr.Ronald Watson, OPC’nin trombosit kümelenmesini normale döndürdüğünü belirtmektedir. Dr.Watson yaptığı deneylerde, sigara içen insanlarda trombosit kümelenmesini tespit etmiş ve bu kişilerin OPC alımından 20 dakika sonra trombositlerinin normale döndüğünü saptamıştır.
• ‘Metabolism’ 2009 Aralık sayısında yer alan klinik çalışmanın sonucuna göre üzüm çekirdeği ekstresi metabolik sendromlu hastalarda yüksek tansiyonun düşürülmesinde plasebo tedavisinden daha etkili olmuştur.
• Üzüm çekirdeği kronik venöz yetmezlik gibi sorunlarda olumlu etkiler sağlayabilir. Yaralanma ya da ameliyat sonrası görülen şişliği azaltabilir. 10 ila 30 gün süresince dolaşım için günlük 150-300 mg, şişlik içinse 200-400mg alımı öneriliyor.
• Avrupa’da yapılan araştırmalar, üzüm çekirdeğinin vücut içerisinde histamin salgısını önlendiğini ve saman nezlesi gibi alerjik reaksiyonlarda etkili olduğunu göstermektedir.
• Fransa’da 100 denek üzerinde yapılan araştırmada 5 hafta süresince günlük 200 miligram üzüm çekirdeği alımının, parlak ışıklara maruz kaldıktan sonra görme keskinliğine yeniden kavuşma hızının arttığı saptanmıştır.
• Üzüm çekirdeğinin yüksek antioksidan aktivitesi, meme, prostat, akciğer, kolon ve mide gibi bazı kanser türlerini önlemeye yardımcı olabilir. Laboratuar çalışmaları üzüm çekirdeği ekstresinin çeşitli kanser hücrelerinin büyümesini engellediğini göstermektedir.
• 2010 yılında ‘Neoplasia’ adlı dergide yer alan bir çalışmada kolon ve bağırsak kanseri olan farelere altı hafta boyunca üzüm çekirdeği ekstresi verilmiş ve polip sayısı %40 azalmıştır. Boyutu 2 mm daha büyük poliplerin sayısı %71 azalmıştır.
•Journal of Medicinal Food adlı dergide yayınlanan bir bilimsel çalışmada, kırmızı üzüm çekirdeği ekstresinin deney hayvanlarının cildinde, UV ile oluşturulan oksidatif strese karşı koruyucu etki gösterdiği tespit edilmiştir.
• Alabama Üniversitesi Dermatoloji Bölümünce yaplan ve sonuçları ‘Pharmaceutical Research’ 2010 yılı Haziran sayısında yayınlanan araştırmada, üzüm çekirdeğindeki proantosiyanidin’lerin UV ışınla oluşturulan deri tümörü gelişimine karşı koruyucu etki gösterdiği saptanmıştır.
• ‘Frontiers in Bioscience’, 2011 Haziran sayısında yayınlanan çalışmaya göre kombine edilmiş üzüm çekirdeği ekstresi ile resveratrol’un insan kolon kanser hücrelerini öldürmede etkinliğinin olduğu tespit edilmiştir.
•2009 Ocak sayısında Clinical Cancer Research’da bildirilen bir çalışmaya göre, üzüm çekirdeği ektresi, apoptoz yolaklarının enzimlerini aktive etmek yoluyla laboratuarda insan lösemi hücrelerinin programlanmış hücre ölümünü indükler.
•The journal Carcinogenesis’ de bildirilen bir çalışma üzüm çekirdeği özütünün hücre hatlarında ve farelerde baş ve boyun skuamöz hücreli karsinom hücrelerini öldürdüğünü göstermiştir.
•Clinical Cancer Research’de yayımlanan bir çalışmaya göre üzüm çekirdeği özütü ilerlemiş kalın bağırsak kanseri olan farelerde tümör kitlesinde %44 oranında küçülmeye neden olmuştur. Hayvan temelli deneylerde üzüm çekirdeği özütünün kanser tedavisinde kullanılan ilaçlardan biri olan antrasiklinin sebep olduğu kalp hasarını kontrol edebildiği gösterilmiştir.
• C-reaktif protein düzeyleri, hem kalp hastalıkları hem de diyabet riskiyle ilgili bir iltihaplanma ölçüsüdür. İnflamasyon arttıkça kalp hastalığı riski artar. İngiltere’de yapılan ve sonuçları ‘Diabetes Medicine’ 2009 Mayıs sayısında yayınlanan araştırmaya göre 4 hafta boyunca günlük 600 mg üzüm çekirdeği ekstresi alımı C-reaktif proteininde önemli bir azalma sağlamıştır.
•Journal of Toxicological Sciences’de bildirilen bir çalışma üzüm çekirdeği özütünün antibiyotiklere direnç geliştirdiği için tedavisi güç olan Staphylococcus aureus’a (MRSA) karşı olan etkisini araştırdı. Araştırmacılar, üzüm çekirdeği özütünün bakteri sayısının 43 suşuna karşı etkili olduğunu ve bunun MRSA hastalıklarının tedavisinde önemli bir gelişme olduğunu söylediler.
Üzüm Çekirdeği Nasıl Kullanılır?
Üzüm çekirdeği kullanımı taze olarak tüketimi dışında birkaç şekilde de alınabilir.
Üzum Çekirdeği Tozu
1 tatlı kaşığı üzüm çekirdegi tozu bal ya da yoğurtla karıştırılıp alınabilir. Açıkta satılan öğütülmüş üzüm çekirdeği kullanmaktan kaçınılmalıdır. Havayla temas etmesi üzüm çekirdeği tozunun sterilize özelliğini kaybetmesine neden olabilir. Günde bir avuç kuru üzüm yenilerek de üzüm çekirdeği alınabilir.
Üzüm Çekirdeği Ekstresi
Üzüm çekirdeği özü kapsül, tablet ve sıvı ekstre olarak satılmaktadır. %40 ila %80 proantosiyanidinler ya da %95 OPC içeren ürünler tercih edilmeli.
Genel antioksidan aktivite için günlük 50 mg-200 mg,
Kronik venöz yetmezlik için 150 mg-300 mg,
Ödem için 200 mg-400mg (10 ila 30 gün)
Üzüm çekirdeğinin bu tür kullanımı dışında kozmetik alanında kullanılan şekilleri de vardır. (üzüm çekirdeği kremi, şampuan, sabun gibi.)
Üzüm Çekirdeğinin Zararları Varmıdır?
Bilinen bir yan etkisi yoktur. Ancak herhangi bir rahatsızlık için ilaç tedavisi gören kişilerin doktorlarına danışarak kullanmaları daha doğru olur.
Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.
Ekşi mayalı ekmekle üzüm yemek çok şifalı,yumurtalık kistlerini yok ediyor.Bir de aet olmaya 3 gün kala soğan suyu için.abartmayın fazla süre içerseniz işe yarayan yağlarınızı söker damarlarınız genişler,zarar verir.