Zerdeçalın Etkisi Nasıl Arttırılır?

Birçok araştırmaya konu olan ve sağlığa etkileri bakımından büyük ilgi gören zerdeçalın en önemli dezavantajı vücut tarafından emiliminin (biyoyararlanılabilirlik) çok zor olmasıdır. Bu da bitkinin tam iyileştirici etkisinden yararlanamamak anlamına gelir. Deneylerde, zerdeçalın aktif maddesi olan curcumin (diferuloylmetan) tek başına veya diğer maddelerle birlikte kombinasyon halinde kullanılmıştır. Lipozomal kapsülleme, nanopartiküller, emülsiyonlar, kapsüller ve toz içeren çeşitli curcumin formülasyonları denenmiştir.

Bir besin yenildiğinde, sindirim sistemi yalnızca belirli bir bölümünü emebilir. Vücudun sindirebileceği, emebileceği ve kullanabileceği bir besinin oranı biyoyararlanımıdır. Zerdeçalın aktif bileşeni olan kurkumin sudaki düşük çözünürlüğü sebebiyle sindirim sistemi tarafından oldukça zayıf şekilde emilir. Curcuminin bu özelliğini değiştirerek biyoyararlanımını geliştirmek için pekçok araştırma ve deney yapılmıştır. Curcuminin emilimini geliştirmek amacıyla fosfolipid kompleksler, lipozomlar, miseller, nanopartiküller ve yapısal analoglar kullanılmıştır. Çeşitli çalışmalardan elde edilen bulgular, formüle edilmiş curcumin’lerin birçoğunun, formüle edilmemiş curcumin’den daha fazla biyoyararlanım ve biyolojik aktiviteye sahip olduğu sonucunu vermiştir.

Michigan ve San Diego üniversitelerinde gerçekleştirilen bir çalışma (Lao 2006) curcumin tozunun 8 gram’a kadar olan dozlarda kanda emilmediğini göstermiştir. Çalışmaya katılan 24 kişi arasından yalnızca iki kişinin kandaki curcumin düzeyi belirgin ölçüde artmıştır.Dr. Shobba tarafından 1998 yılında yapılan bir çalışmada, karabiberden elde edilen 20 mg piperin ile 2 gram curcumin kullanımının 8 kişinin kan serumunda curcumin emilimi 20 katına kadar arttığını göstermiştir. 2006’da, Dr. Anand ve meslektaşları kan plazmasında curcumini ölçüyor ve 2g curcumine 5 mg piperin eklenmesinin plazmada curcumin emilimini yaklaşık iki katına çıkardığını gösteriyor. Bu araştırmacılar aktif formdaki serbest kurkumin’i ve vücutta kolayca elimine edilen konjuge formlarını ölçtüklerini ifade etmişlerdir.

• Karabiberin önemli bir bileşeni olan piperin (biyoperin), vücudun besin maddelerini daha etkili bir şekilde emebileceği kadar curcuminin karaciğer metabolizmasını yavaşlatır. Bilinen bir glukuronidasyon inhibitörü olan piperinin curcuminle birleştirilmesinin etkisi insanlar üzerinde test edilmiştir. 2 gr curcumin alanlarda, serum curcumin düzeyleri saptanamadı ya da çok düşüktü. Buna karşılık 20 mg piperin curcumin ile beraber alındıktan sonra 30 dakika ila 1 saat içinde daha yüksek konsantrasyon sağlamış ve curcuminin emilimi 20 kat artmıştır. Araştırma verilerine göre, piperin ve curcuminin doymamış yağ asitleri bakımından zengin yağlardan biri olan buğday ruşeym yağı gibi bir yağla beraber kullanımı ise etkilerini daha da güçlendirmektedir. Fakat bunun Süperkritik Karbon Dioksit Ekstraksiyonu metoduyla üretilmiş olması gerekiyor. Evde kullanım için 1 yemek kaşığı sızma zeytinyağı, 1 çay kaşığı toz zerdeçal ve taze çekilmiş çeyrek çay kaşığı karabiber karıştırılıp 10 dakika dinlendirilip alınabilir. Günde 3 defa tüketilebilir. Salataların üzerine, yoğurtla ya da yemeklere eklenerek de kullanılabilir.

• Curcuminin vücut tarafından emilimini arttırmak için çeşitli yöntemler denenmiştir. Bunlardan biri olarak, nanoglobules bazlı nanoemülsiyon formülasyonu, curcuminin biyoyararlılığını artırma etkisini anlamak için hazırlanmıştır ve çalışma sırasında, nano emülsiyondan curcumin salınımı, kurkumin süspansiyonundan çok daha fazla bulunmuştur.”Theracurmin” olarak bilinen kolloidal nanopartiküller, oral yoldan kullanımdan sonra farelerde curcumin tozundan 40 kat daha yüksek kan konsantrasyonu-zaman eğrisi göstermiştir. Sağlıklı insanların katıldığı bir çalışmada, oral yoldan alındığında theracurmin (30 mg), kurkumin tozununkinden 27 kat daha fazla kan konsantrasyonu-zaman eğrisi ile sonuçlanmıştır.

• Curcumin’in emilimini iyileştirmek için Polylactic-co-glycolic acid (PLGA) kapsüllenmiş curcumin hazırlanmıştır. In vitro deneyde PLGA-curcumin’in curcumin’den daha hızlı ve daha etkili hücresel tutuluma sahip olduğu saptanmıştır. Curcumin içeren diğer bir yöntem PLGA ve PLGA-polietilen glikol (PLGA-PEG) nanopartikülleri kullanımıdır. Curcumin sulu süspansiyonuna göre PLGA ve PLGA-PEG nanoparçacıklar curcumin emilimini sırasıyla 15 ve 55 kat arttırmıştır.

• Curcuminin emilimini artırmak için kullanılan diğer bir yöntem lipozomal kurkumin’dir. Lipozomlar, etkili ilaç taşıyıcıları olarak bilinir. Farelerde lipozom kapsüllenmiş curcumin oral uygulaması curcumin’in yüksek emilimini göstermiştir. Lipozomlar, zerdeçalın içindeki maddelerin sindirim sisteminde parçalanmamasını sağlar.

• Cyclodextrin ile kapsülleme curcuminin biyoyararlanımını artırmak için kullanılmıştır. Cyclodextrin kapsüllenmiş curcumin’in kanser hücrelerinde daha büyük bir hücresel alım ve daha uzun yarı ömre sahip olduğu tesbit edilmiştir.

• Curcuminin emilimini geliştirmek için, soya fosfatidilkolinli fitoz kompleksi hazırlanmıştır. Bir fitoz, bir fosfolipide bağlı bitki özütüdür. Bir curcuminoid karışımının ve fosfatidilkolinli curcuminin biyoyararlanımı, klinik bir çalışmada karşılaştırılmış fosfatidilkolinli curcuminin formüle edilmemiş curcuminoid karışımından 29 kat daha fazla olduğu görülmüştür.