Keçiboynuzu Faydaları

Harnup olarak da bilinen keçiboynuzu (Ceratonia siliqua) dünyanın en eski bitkilerindendir. Meyveleri önce yeşil olan keçiboyunuzu tam olgunlaştıktan sonra parlak kahverengi olur. Meyveleri haziran ve temmuzda olgunlaştıktan sonra eylül ayında hasadı yapılır. Keçiboynuzu ağacı ekonomik verime 10-15 yıl içinde ulaşır ve sonra her sene verimini daha da artırır.

En fazla İspanya’da üretilen keçiboynuzu İtalya, Fas, ABD, Güney Afrikada da  yetiştirilmektedir. Dünya yıllık keçiboynuzu üretiminin %10’nu ülkemizde gerçekleştirilir. Ülkemizde Mersin, Antalya, Muğla/Datça’da keçiboynuzu üretimi yapılmaktadır.

 

Keçiboynuzu Faydaları

Keçiboynuzu, A, B, B2, B3 ve D vitaminlerinin de dahil olduğu bir çok yararlı vitamin içerir. Magnezyum, demir, fosfor, manganez ve potasyum gibi mineraller bakımından da oldukça zengindir. Keçiboynuzu tanenlerinde, gallik asit mevcuttur. Gallik asit, analjezik, anti alerjik ve aktibakteriyaldir. Aynı zamanda, antioksidan, antiviral ve antiseptiktir.

Keçiboynuzu, yüksek karbonhidrat içeren bir besindir. 100 gr’lık bir porsiyon, 80 gr karbonhidrat içermektedir. Vücudumuz, karbonhidratı  daha sonra enerji oluşumu için kullanmak üzere glukoza çevirir. Bu yüzden, kahvaltıya keçiboynuzu dahil etmek, güne başlamak için fazlasıyla enerji sağlamak anlamına gelir.

İki çay kaşığı keçiboynuzu tozu, 48 kaloridir. Keçiboynuzu tozu yağ içermez ve her bir serviste 1 gr. protein içerir. İki çay kaşığı keçiboynuzu tozu günlük kalsiyum gereksiniminin %6’sını, demir gereksiniminin %2’sini sağlar. Yetişkinlerin çoğunluğu, kemikleri korumak için en azından günde 1000 mg kalsiyuma; yaş ve cinsiyete bağlı olarak, sağlıklı alyuvar seviyesi için de 8-18 mg. demire gereksinim duyar.

Keçiboynuzu, doğal bir anti-alerjik, antiseptik ve anti-bakteriyal ajan olarak iş görürken, sindirim sürecinin de düzenlenmesine yardımcı olur.

Keçiboynuzu lifleri, yüklü müktarda fenolik antioksidanlar içerir. Fenolik antioksidanlar, vücudu, serbest radikallerin sebep olduğu hücre oksidasyonu nedeniyle oluşan hastalıklardan korur. Keçiboynuzunun tanen içeriği bakterileri inhibe eder, belli toksin ve serbest radikalleri etkisiz hale getirir ve vucuttan dışarı atılmasını sağlar.

African Journal of Pharmacy and Pharmacology Haziran 2010 sayısında yayınlanan bir yazıda, keçiboynuzu ağacı yapraklarından çıkarılan sulu etanol ekstresinin anti enflamatuar ve anti sitotoksik etkilerinden söz edilmiştir. Çalışma, etanol ekstresinin, serbest radikallerin belirli koşullar altında üretiminden sorumlu ksantin oksidaz enzimini başarıyla baskıladığını göstermiştir.

Keçiboynuzu, iyi huylu prostat büyümesine yol açan 5-alpha-reductase enziminin aktivitesini düşüren palmitic acid ve stearic acid gibi etken maddeler içerir.

Keçiboynuzu ekstrelerinde; özellikle keçiboynuzu pekmezinde bulunan teofilin, potansiyel anlamda, kronik astım, bronşit, anfizem ve özellikle KOAH olarak bilinen kronik obstrüktif akciğer hastalığına iyi gelir.

Keçiboynuzu Nasıl Yenir ?

Keçiboynuzu Pekmezi : Keçiboyunuzu meyvesinden üretilir. Keçiboynuzu pekmezinin tüketimi sade şekilde olabileceği gibi yoğurtla karıştırak da alınabilir

Keçiboynuzu Unu : Öğütülerek un haline getirilmiş ve de hazır şekilde satılan keçiboynuzu unu da vardır. Çekirdeklerinin çıkarılıp kurutulup toz hale getirilmesiyle üretilir.

Keçiboynuzu unu süt yada suyla karıştırılıp alınabilir.

Ancak gerek keçiboynuzu pekmezi gerekse de keçiboynuzu unu kullanımı ile ilgili uyarılar da vardır.

Keçiboynuzu unu öğütülme sırasında etkin maddeler oksijen ile reaksiyona girmeleri sonucu yararlı etkilerini yitirebilirler.

Yine keçiboynuzu pekmez yapılırken kaynatıldığı için tedavi edici etkin maddeler etkinliklerini kaybederler. Keçiboynuzu pekmezinin yararlı olabilmesi için üretim sırasında bazı kurallara uyulmuş olması gerekir.

Keçiboynuzunu doğal halde kullanmak daha doğru olur. Doğal ürün satan yerlerden bütün halde (kırılmamış, parçalanmamış, ezilmemiş) koyu kahverengi keçiboynuzu almak ve kullanmak daha etkili olacaktır.