Guggul Nedir? Guggul ağacının reçinesi olan Guggul (Commiphora mukul), 2000 yıldan fazladır Hindistan’da bir dizi hastalığı tedavi etmekte kullanılır. Guggul; reçine, uçucu yağlar ve zamk içerir. Bu reçine geçmişte de kullanılmıştır ve guggulun modern ekstresinin kaynağıdır.
Araştırmalar
Araştırmalar guggulun geniş yelpazede yer alan terapötik etkilerini işaret etmektedir. Enfeksiyonlara karşı vücudun bağışıklığını geliştirir. Guggul, alyuvar üretimini destekleyerek ve akyuvarların fonksiyonunu geliştirerek, bağışıklık sisteminin daha güçlü ve etkili olmasına yol açar. Guggul steronları, antioksidan aktivite sergilerler. Serbest radikal avcısı süperoksit dismutaz enziminin yüksek düzeylerini korumaya yardımcıdırlar.
Guggul, antioksidan bir elementtir ve oksidatif hasarı engelleyerek kalp kaslarını korur. Kandaki trombosit birikimini engelleyerek, daha önceden oluşmuş kan pıhtılarını parçalar. Böylelikle kalp hastalıkları ve krizine karşı koruyucu etki gösterebilir. Randomize, çift kör bir çalışmada, guggul, sağlıklı lipit oranlarını yükseltmiştir. Ayrıca, guggulsteron’un trombosit fonksiyonu ve fibrinolitik aktiviteyi desteklediği; kan damarları sağlığını koruduğu ve kardiyovasküler destek verdiği görülmüştür. Avrupa’daki çalışmalar, guggul’un trombosit yapışkanlığını azaltıp; vücuda pıhtıları parçalaması için yardımcı olduğunu; pıhtılaşmayı normal düzeyde tuttuğunu ortaya koymuştur. Tüm bunlar, kalp hastalık ve krizlerini önleyen durumlardır.
Guggul’un aynı zamanda anti-enflamatuar etkileri mevcuttur. Bir çok araştırmaya göre guggul ekstreleri (%3.5 guggulsteron içeriği olan) kullanmak, artrit ağrısına iyi gelebilir. Genel veriler, değerlendirme amaçlı kullanılan derece ve objektif ölçümlerin olduğu çalışmalarda, guggul ile önemli ilerlemeler göstermiştir. Guggulsteron, enflamatuar yanıtı tetikleyen nükleer faktör kappaB (NF-kappaB)’nın aktivasyonunu kuvvvetli bir ölçüde engellemektedir. NF-kappaB’yi engellemek, guggulsteron’un önerilmiş anti-enflamatuar etki mekanizmasıdır.
In vitro ve in vivo çalışmalarda, guggulsteron’un; kemoterapiye direnç gösteren tümör hücreleri de dahil olmak üzere, bir çok tümör hücreleri üzerinde, anti-anjiogenik ve anti-tümör özellikler gösterdiği, hücre döngüsünü ve apoptosisi durduğu görülmüştür. 2007’de insan hücreleri üzerinde yapılan bir çalışma, guggulsteronun prostat kanser hüçrelerinin ölümüne neden olduğunu göstermiş, 2008’de verilen bir rapor da, guggulsteronun farelerdeki deri tümörlerinin büyümesine engel olduğunu açığa çıkarmıştır.
Guggul’un, nodülokistik akne tedavisinde, antibiyotik tetrasiklin gibi çalıştığı sanılmaktadır. Nodülokistik akne tanılı 20 hastaya, randomize olarak, 500 mg. tetrasiklin ya da, 25 mg. guggulsteron içerikli gugulipit verildi. Her iki grubun lezyonlarında ilerlemelere rastlandı. Tetrasiklin tedavisinde olanlar %65, guggulipit tedavisinde olanlar ise, %68 oranında iyileşme gösterdiler.
Çift kör bir çalışmada; guggul, fosfat tuzları, hidroksisitrat ve tyrosin kombinasyonu ve egzersiz, kilolu yetişkinlerde kilo verme sebebi olmuştur.
Laboratuar hayvanları üzerinde yapılan çalışmalar, guggul’un tiroid fonksiyonunu geliştirmeye yardımcı olabileceğini önermektedir. Çalışmalar guggul’un, tüm metabolizmayı yükselttiği bilinen tiroksin metaboliti triodotiroksin (T3) düzeylerini çoğaltarak, tiroid hormon metabolizmasını değiştirebileceğini göstermiştir.
Nasıl Kullanılır?
Guggulsteron’un yaygın kullanım dozu, günde üç kez 25 mg. dır.
Yan Etkileri Var mı?
Guggul, adet hızlandırıcısı ve rahim kasılmalarını uyarıcı olduğundan, hamilelik sırasında kullanılmamalıdır. Gugulipit Propranolol ve Diltiazem adlı ilaçların etkilerini büyük ölçüde azaltacağından, bu ilaçları kullananlara önerilmemektedir.
Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.