Red Clover, sadece Çinliler değil, hemen hemen tüm doğal sağlık uzmanları tarafından sıklıkla kullanılan bitkisel ilaçlardan biridir. Red Clover ekstresi için bilinen iki kaynak mevcuttur. Orijinal kaynağı Trifolium pratense’dir. Red Clover; Kuzeybatı Afrika, Asya ve Avrupa’nın tarla ve çayırlarında yetişir. Diğer kaynak ise, Amerika gibi başka alanlarda da yetişen kızılyoncadır.
Red Clover Nedir?
Adınan da anlaşılacağı gibi Red Clover (kızılyonca), yonca familyasından gelir. Otsu nitelikler taşıyan çok yıllıklı bir bitkidir. Kızılyonca tohumları ve ekstresini içeren çiçekler açar. İlginçtir ki, yapraklarının rengi kırmızı değil ama, koyu pembedir.
Ne İşe Yarar?
Çalışmalar, bitki ekstresinin isoflavonlar içerdiğini göstermiştir. İsoflavonlar,vücutta ostrojenmiş gibi davranan bitki kimyasallarıdır. Bu, menopoz yaşayan, ve kalp sorunları ya da osteoporozdan muzdarip kadınlar için çok iyi bir haberdir. Araştırmacılar, kızılyoncada bulunanlar gibi isoflavonların ostrojen benzeri etkileri yüzünden ; menopoz belirtileri olan ateş basması ve gece terlemelerine çare olabileceğini düşünmektedirler. Menopozlu kadınların deneyimledikleri ağrılar, ateş basmaları gibi deneyimler, kontrol altına alınabilir.
Red Clover takviyeleri kullanmak, bitkinin isoflovan taklidi yapmasından dolayı, kemik kaybını önlerken bir yandan da kemik yoğunluğunun artmasına yardım edebilir. arttırır. 2007 yılında”Phytotherapy Research” de yayınlanan bir çalışma, bir hafta önce ovariektomi geçirmiş fareler üzerinde kızılyonca etkilerini araştırmıştır. Ameliyattan sonra araştırmacılar farelere 14 hafta boyunca günde 20-40 mg. kızılyoca isoflavonları verdiler. Tedavi, hayvanlardaki kemik kaybını önemli ölçüde azalttı.
Kızılyonca bitkisi, hastalara kanserin belirli tipleri için yardımcı olan tümörle savaşan içerikleri de içerir. Bunu yanısıra, bilimadamları bir antioksidan olan tocopherol’u da keşfettiler. Kanseri uzakta tutmanın yolu, serbest radikalleri hasar vermekten alıkoyan antioksidanlardan geçer.
Test tüpü deneylerinden elde edilen ön tıbbi kanıtlara bakılırsa, kızılyonca isoflavonları kanser hücrelerinin büyümesini önler, ya da onları öldürür. Bir grup Avusturalyalı araştırmacı, prostat sorunu yaşayan 20 erkeğe kızılyonca isoflavonları vermiştir. Flavonları alan erkekler, prostat dokunun ameliyatla alındığı bölgede daha çok kanserli hücre öldüğünü tespit etmişlerdir. Şubat 2008’de “Urology“ de yayınlanan çalışmada, prostat kanserini belirlemekte kullanılan temel olan PSA düzeyleri, bir yıllık denemeden sonra %33 gibi bir oranla düşmüştür.
Yine, “Journal of Alternative and Complementary Medicines“ da, 2003 yılında yayınlanan raporda, Dr. Aaron E. Katz, “İsoflavon, özellikle kızılyonca ekstresi, BPH (İyi huylu prostat hipertrofisi) hastalarının gözlem-bekleme süreçlerinde, prostat sağlığını geliştirmek için önemli bir tedavi kaynağıdır.” Demiştir.
Bir başka bilinen Red Clover etkisi, enfeksiyona karşı savaşabilme özelliğidir. Ekstrenin kendisi, vücuttaki enflamasyonu düşüren isoflavonları içerir. Aynı zamanda, türlü enfeksiyonlara yol açan bakterileri de vücuttan temizler.
Kızılyoncanın diğer kullanımları arasında, böbrek ve karaciğer hastalıkları ve bağışıklık sistemini güçlendirmek sayılabilir. Ayrıca, tüm vücuttaki kan dolaşımını geliştirir ve vücuttaki tüm hücreler alınan besinlerden yararlanabilirler. Kan pıhtılaşmasını önler ve plak oluşumunu durdurur.
Günlük Dozaj
Günde 40 – 160 mg. Ya da 28 – 85 mg. kızılyonca isoflavonu.
Yan Etkileri Var mı?
Yararlarına rağmen, karşılaşabileceğiniz olası kızılyonca yan etkileri de mevcuttur. Bunlardan biri alerjik reaksiyonlardır. Vücudunuz buna alışık olmadığından, döküntü, mide ağrıları, başağrısı mide bulantısı hatta soluma güçlüğü deneyimleyebilirsiniz. Aldığınız diğer ilaçlar ile etkileşim içine girebilir. Aspirin kullananların kızılyonca ekstresi kullanmamaları gerekir.
Hormonları etkilediğinden, meme ağrısı ya da migren gibi hormonal değişiklikler hissedilebilir. Bazı kadınlar, vajinal kanama raporu vermişlerdir. Endometriyal kanseri geliştireceğinden (kızılyonca ve kanser ilişkisi ile ilgili karışık raporlar bulunmaktadır) endişe duyanlar da mevcuttur. Daha fazla araştırmaya yapılıncaya kadar, kızılyonca kanser önleme tedavisinde önerilmez ve geçmişlerinde göğüs kanseri olan kadınların kullanmamaları gerekir.
Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.